29 Mart 2007 Perşembe

Bombayız netekim..

Sınava gidecem, durakta beklerken 2 tane ilkokul çocuğu geçiyordu. Ellerinde bi kitap. "Ne len o kitap öle" dedim birine; "Abi Türkçe kitabımız " diye cevap verdi. Açtım rastgele bi sayfayı. Gururumu kabartan bi dörtlük:

Biz biliriz bizim işlerimizi
İşimiz kimseden sorulmamıştır
Kılıçla mızrakla topla tüfekle
Sırtımız bir kez bile eğilmemiştir...

Yapmayın artık yahu, illa öyle olacaksa bunun scoud füzesi var, daha da iyisi "diplomasi" si var, Makyavel'i var, "Prens"i var...

27 Mart 2007 Salı

pesss

İtalyanca'dan çıktık arkadaşla, ben toplantıya gidecem, o da evine:

ark: abi bugün cuma de miii?
ben: yok bee olur mu.. perşembe
ark: lan dur salı yaa pardon.. ne çabuk geçti 4 gün yaw

şaşkınız şüphesiz..

26 Mart 2007 Pazartesi

motionless

www.jagler.com.tr

bu ezgiden etkilenmeyen insanların duygularından şüphe ederim. Ve hemen soldaki mısralar niye benim aklıma gelmedi de kalemimin karbonlu kısmına ilham vermedi diye için için kıskanırım yazarını... Arka planımda saatlerce çalsın, sarhoş olana kadar ben.. Hayatınızda hiç hapsolduğunuz hissine kapılmadıysanız, dinlerken yaşarsınız sanki bu hissi. İçinize girip sizi ters yüz edecekmiş gibi

O kadar kafam karışık ki; artık kendimden eminim..

26.03.2007

İyi ol fakat çok iyi olma. Birazcık huysuz ol fakat çok değil. İçinden
geliyorsa dua et. Eğer sana rahatlık veriyorsa arada bir küfür de et.
Etrafındakilere mümkün olduğunca dostça davran, müşfik ol. Eğer bir gün kötü davranmanı gerektirecek bir durum karşısında kalırsan; bağır, çağır, kır, dök ve unut! Her zaman ve her yerde eline geçen bütün saadeti yakala, en ufak
bir parçanın bile kaçmasına izin verme. Yaşa her şeyden önce yaşa ve sırf
tesadüfen bu dünyaya gelmiş olduğun için, laf olsun diye günlerini geçirme.
Eğer gerçek aşkı tanıyacak kadar şanslıysan; bütün kalbin, ruhun ve bedeninle
sev! Hayatını o şekilde yaşa ki; her an kendi elini sıkabilesin ve her gün
faydalı olan, hiç olmazsa bir şey yap ki; gecelerin yaklaşırken örtüleri
üzerine çekip kendi kendine "Ben elimden geleni yaptım" diyebilesin.
Düşüncelerin neyse hayatın da odur. Hayatın gidişini değiştirmek istiyorsan
düşüncelerini değiştir...

William Shakespeare

25 Mart 2007 Pazar

Pazar Gecesi

Mayıs 25...

Sonuda ilk teaser, ikinciyi de beklemekteyiz, hatta çalınan script ten favorim (sürprizi bozuyorumm)

JACK SPARROW in a surreal desert (Purgatory) falling into quicksand and crabs. BARBOSSA reaching to pull him out.

JACK SPARROW: I'll not be saved by the likes of you!

Folds his arms in refusal and continues to sink.

BARBOSSA: And I don't want to be saving ya, but I don't see any sea turtles around to help ya now Jack.

:))

22 Mart 2007 Perşembe

beautiful life-ace of base

con te partiro..

Yarın büyük ihtimalle okula gidemeyeceğim. Zira cumartesi sınav var ve son güne çalışıp mucize arayacağım. Ondan sonra da tatile kadar sınavlar.. Tek tesellim hiçbir şeyi ertelememem. İnsan sevdiği şeylere zaman ayırmaz ki, o zamanı ne olursa olsun yaratır, böyle yapmayanlar hayattan ne bekleyebilir ki.. Ama bu yüzden zihnim bu kadar yorgun kelimelerim gibi, hakkı ödenmiyor ki.. Eğer bir anda birine inanılmaz derecede patlarsam veya en olmadık yerde en olmadık zamanda böğür böğür, durmayacakmış gibi ağlamaya başlarsam sinirlerimin bozuk olduğundandır. Kusuruma bakmasınlar, hem öyle bir şey olursa sonrasında özür de dileriz.

Nisanın 2'sinde sınavlar bitecek sonra hemen doğum günüm.. Eskiden bir insanın tam doğum gününde boy attığını sanar; o akşam yatmadan önce yeni boyumu öğrenmeye çalışırdım. Eskiden insanların doğum günlerinde mutlu olma gibi bir zorunluluklarının olduğunu sanırdım. Ama mutlu olmak için özel günlere gerek var mı; veya şöyle değiştireyim: Mutlu olmak için kendisine özel anlamlar yüklenmiş günlere gerek var mı? Bilemem ki, ben çok yorgunum şimdi, tatili beklemekteyim dört gözle, ne kadar uzaklaşsam iyidir Ankaradan; şöyle maviliklere gitsem fena olmaz galiba, temiz hava her zaman yarar bana

20 Mart 2007 Salı

şüphesiz..

Hala bilgisayardan telefonuma mp3 göndermeyi beceremiyorum bir bilgisayar mühendisi olarak... kazmayım ben şüphesiz

ama melodimi değiştirdim, güzel de oldu :P

18 Mart 2007 Pazar

uykum var

Morpheus - Yunan mitolojisinde rüya Tanrısı. Uyku Tanrısı olan Hypnos'un ve gecenin oğludur....

mitolojiden güzeli var mı be
Yanıyor, kendimi eritiyorum
Tuttuğum her şey ışıyor,
Bıraktığım her şey kömür.
Alevim ben şüphesiz...

Friedrich Nietzsche

15 Mart 2007 Perşembe

esará mia colpa, se cosi é?"

bu haftanın panoraması..

allora, andiamo:

geçen salı 8 saatin hepsine girerek kendi adıma ulaşılması güç bi rekora imza atmış, Türkiye'de güzel şeyler de oluyor dedirtmiştim; bu (geçen yani) salı 5 derse girmeyi başarı saydım; italyanca beni çok heyecanlandırıyordu; dağınık, doğaçlama dil ama konuşması hoşuma gidiyor çok... Bi de uzata uzata söylemek kelimeleri, geçen hafta ilk cümlemi kurdum bu hafta boyunca gevezeliğim tavan yaptı italyanca da. Dün, bütün günümü bugünkü sınavına ayırdım ve sonuç kendi çapımda: Benissimoo!

nerdenn nereye; ilk haftaları hatırlıorm:
-evettt, sonraki kelimemiz tragetto..
- trajedi demek di mi hocammm
- hayır, arabalı vapur demek

- vay anassinooo


Allahım, Kaan'la bu hafta oldukça komikti. Yurt hatıralarını anlatıp durdu. Hazırlıkta okuyan kıro arkadaşıyla yaşadıkları.. Hala aklıma geldikçe gülüyorum, bazen derste de tutamıyorum kendimi

Abii, herif hazırlıkta, ingilizce isimleri bile bilmiyor; bi gün geldi bana: "abi, John ne demek" diyo

- Who are you denince soyismini söyleyeceksin
- i am a Çakmaakkk
- "a" koymıcaksınnn!

- Argadaşlaarr,ben yemekten gısmam.. Herşeyimizi paylaşacaz odadaki taam mı?
bu eleman Kaan ların buzdolabındaki kolaları içer, herşeyi götürür; sonra kaanlar bunun bir sucuğunun yarısını kahvaltıda yiyince:
- siz benim sucuklarımı yimişinizz!

Kaan calculus çalışırken; bu eleman (evet gene aynısı)çoraplarını çıkarmış ve tekini calculus kitabının arasına bir anda kitap ayracı gibi koymuş. Kaan şaşkın bi şekilde arkasına dönmüş ve eleman kıro bi gülüş atmış (muhaa- şakaaa hesabı) Bunu bana yapıcak biri ve ben onun kafasını kalorifer peteğine sıkıştırmayacam...

Kaanın hala kankası olan 2 materyalist eleman var, baba parası yemenin en ekstrem örneklerini veriolar. Bi gün bunlar biber den chicken n chips sölemişler.. Kaan da görmüş yerlerken ve "aa bu ne ben de ısmarlayacam, adı ne" diyince "sepette tavuk" ismi demişler. Kaan siparişi öle vermiş ve harbi gelmiş chicken n chips :)) aklıma derste gelenlerden biri, tutamıorm kendimi yaw

Kaan, sosyoloji sınıfında hoşlandığı kızı serviste görmüş, yer vermiş; kız teşekkür ederken kafasını vurmuş. "Abi ben ne talihsiz adamım yaw" diye dert yandı bana

Bir de; Kaan bi seferinde aynı anda hem kafasını vurmuş, hem de dilini ısırmış. Konuşurken aklına geldi. Ulan komik ama kötü beaa :))) olsun komik olması daha ağır basıyor
*****************
İtalyanca sınavında, sebepsiz gıcık kaptığım çocuğun lensi çıktı; geçen hafta doğru cevapladığım sorudan sonra cayıp başka cevap söyleten çok bilmiş eleman gözlemciden cebi açık diye azar işitti bir de fakir babası gibi millete kopya dağıttım sınavda: İktisattaki bi eleman kankası iki kızla sınava geldi, aynı bölümdeler ve bizim sınıftalar. Eleman ii çalışmamış, çaresizliğe düştü, tutaştı bi anda. Boğum boğum olan kız kopya vermedi, fake sarışın-lens kişilik ikinci kız da kalkarken tam kopya verecekti hocadan tırsıp o da sattı elemanı. Ben 45 dakikada bitirmiş arkadaşla geyik yaparken bu benden yardım istedi. Eee arada bi sıra boşluk var açtım kağıdı göremio; baktım olmucak cevapları sırayla silgiye yazıp gönderdim. 3-4 posta sürdü bu böle; eskiden olsa asla böle bişey yapmam; tırsarım yakalanırım, şöle böle olur, 0'ı basarlar acımazlar vb, vb.. Ama olsun banane ya dedim, adam zorda; elime mi yapışcak!

yapışmadı ama silgi mundar oldu..
**************
Aynı gün içinde geleceğim hem çok parlak geldi, hem de yokmuş gibi; tırstım biraz..
**************

Dün babamın doğum günüydü; unuttum, Allah beni bildiği gibi yapsın. İtalyanca'ya da bari böle bi armağan vereyim diye kastım -ne kadar çocukça, salakça derseniz deyin, umrumda değil - Bugün de 2 kişiyi çalıştırdım sınavdan önce; zira sözüm vardı ve ben sözlerinde duran biriyim
**************

Mantık çok sıkıyor, duygular da aldatıyor, hislerim beni -ne yazık ki- hiç yanıltmıyor; bu da kıssadan hissem..

*************

Bir de şunun farkına vardım: İnsanlara bize değer verdikleri oranda değer vermek asil ve yerinde bir davranış... Yoksa yıpranmış paçavralara dönüyoruz; haksızsam haksız diyin.. Gerçekten, gocunmam yani... Aptal durumuna düşmektense, "abi sen de amma gurur yaptın beaa" denmesine göğüs gerebilirim, zira bunun gurur yapmak olmadığını ben kestirebiliyorum; öz-saygı olmasın sakın...

10 Mart 2007 Cumartesi

make-up bana haram

Dün gece fizik çalışırken artık iyice umutsuzluğa düştüm, ben kitaba bakıyorum, kitap bana bakıyor ama nedense hiç birşey kafama girmiyor. Olmayacak bu dedim ve sınava girmemeye karar verdim. Eee nası olacak, bunun raporu var şusu var falan derken, acile gidip rapor almayı deneyeyim dedim...

Metod uyunculuğuma her zaman güvenmişimdir. "Çok hastayım, ölüyorum" tavırlarıyla gittim acile. Başka zaman yokmuş gibi tam o anda suyu patlamış hamile bir kadın getirdiler... Acil serviste ilgilenecek personel yok kadınla ve 7 aylık ikizleriyle. Ateşimi ölçtü doktorlardan biri; 36 çıktı! Bir de cerrahi müdahale ye gönderdiler beni.

Gözlerim yanıyor, ellerim titriyor, başım ağrıyor halsizim diye şikayetlerimi saydım; arada da "yarın sınavım var çok çalıştım lütfen bir günlük istirahat yazın da çalışmalarım boşa gitmesin" dedim. Saftrik kızın söylediği şey: Cumartesi sınavlar sadece ODTÜ de olmuyor mu?

Olmuyor gerizekalı, Bilkent'te de oluyor. Bende herhangi bir bulguya rastlanmayınca ağrı kesici iğne yaptılar bir de.. Kız bir de ordaki başka bir doktora danışayım dedi. Allahım o herifin tipi de tam bir gıcık-inek-emekçi tipi.

Alaycı tavırlarla geldi, "bir düz yürü" dedi. Alkol muhayenesi mi yapıyorsun be gerizekalı! Sonra da sana rapor veremem, "müsbet bişeyler bulamadım, yarına geçer hastalığın" dedi. O an, onun elindeki TUS kitabını alıp gerisini psikopat-yaratıcılığıma bırakıp onda müsbet bişeyler bırakmak istedim. Herifin tipi tam bir "Er veya grey's anatomy izleyip gaza gelmiş pratisyen" tipi, uzun saç da yapmış adamım; bi de bıyık bırak hastaların boğazına kaçsın

Sabah da son şansımı deneyip hocayla konuşmak istedim; ama sınava da girmek istiyorum artık; ne olursa olsun... Konuştuk, "rapor konusunda zorluk çıkarmam ama elin ayağın tutuyorsa gir bence; make-up tavsiye etmiyoruz biz genelde" dedi. Eh dedim; inceldiği yerden kopsun, girelim dedik; ama iğneyi de yediğimizle kaldık...

bu da bir anımdır

3 Mart 2007 Cumartesi

Çam fıstık ağacı ve şimşek
Ben insanların ve hayvanların boylarını aştım
Ve konuşuyorum, kimse konuşmuyor benimle, şaştım.
Ben çok yalnız büyüdüm ve çok yükseğe çıktım
Bekliyorum, neyi bekliyorum ki, neye acıktım?
Bulutların tahtı bana çok yakın diyorum
İlk çakacak şimşeği bekliyorum

Nietzsche



Bugün yağmurun hangi saatte başladığını bilemiyorum, Öğlen 2’de kalkabildiğimden sonlarına yetişebildim ancak. Karın yağmasını her zaman için yağmura tercih etmişimdir; ama bugün yağmurun yağması garip bir huzur veriyor gibi. Bugün evden çıkmamam da etkiliydi tabii ki bunda: Yağmuru uzaktan izlemek, yağarken ondan kaçmaktan çok daha güzel. Güvende olduğunu bilip, “içerden” bir yerlerden izlemek, üzerime çamur sıçratacağı korkusunu yaşamaktan daha güvenli. Islattıklarını ve ondan kaçmaya çalışanları izlemek üzerinize şakır şakır boşanıp, sizi sırılsıklam ve sersem yapmasından daha bir akıl kârı…

Hayali ve akla getirdikleri, gerçeğinden pek daha heybetli ve heyecanlı…

Doğru olabilir mi, yoksa sadece benim mi kafam karışık ve saçmalıyorum?
Öyle mi acaba gerçekten, Yoksa ben mi fazla yorgunum?
Değer mi ıslanmaya, sırılsıklam kalmaya, yoksa ben mi gereğinden çok abartıyorum?

Bu gibi sorular aklıma takılı; yağmur dindikten sonra bile…