8 Ekim 2007 Pazartesi

Pazartesilerimin kabusu haline gelmesine ramak kalmış derse bugün girmek için epey çaba harcadım ve değdi de.. Ders sunumlarla ilgili ve dersle alakam bile olmasa hocanın sorduğu her soruda doğaçlamamla doğru cevaplar verebiliorm.
Sabah 8.40 da o derse girdim bugün ve yoklama kağıdında bir şey dikkatimizi çekti hemen. Geçen hafta gelemediğim iki ders için ayrılan boşlukların birini hoca kapatmamış. Hemen doldurdum o bir saati de çünkü devamsızlık sınırı 6 saat ve benim onu doldurmadığım taktirde devamsızlığım 4 olacaktı. İmzayı attım ve yanımdaki “mühendis” arkadaşıma verirken bana “oh valla 1 saat kazandın yani” dedi. Sesinin tonundan hoşnut olmadığı belliydi. Dersleri hiç sallamayan bir adam olsam bile bu ani ve gereksiz “hak yerini bulmalı” serzenişini kabul etmem mümkün değil; kaldı ki geçen hafta gelmeyi istememe rağmen gerçekten uyanamamıştım ve bu bir saatlik kazanç benim için önemliydi. Böyle tavırların sebebini 4. senemde bile çözebilmiş değilim...

Ne yazacağımı da bilemiyorum açıkçası.. Okulda sizin ciks, tikky dedğiniz insanlara aslında acıyorum ben bu aralar. Bir seferinde düşünmüştüm bunu uzun uzun. Bu sabah serviste epey alımlı bir kızın cep telefonu çaldı. Arabesk bir şarkıyı melodi yapmış. Diyeceksiniz niye acıyorsun ki, sebebin ne, yani nedir? İnsanların sahip oldukları ve bu dünya yüzeyinde milyonlarca insana asla nasip olamayacak imkanları, parayı ne bileyim şunu bunu diğer insanlara benzemek, onların yaptıklarının aynısını yapabilmek, giyebilmek ,sürebilmek uğruna çarçur edenlere başka ne yapabilirim ki..
Abim de eve LCD alacam diye beni sevindirip (televizyon bozulup duruyor) ani bir manevrayla yazlığa kaçtıktan sonra, bu perşembeye kadar evde yalnız başıma kalakaldım.. Yalnız kalmak bana göre değil, bu kendini çok belli etti. Bir yer bu kadar sessiz olabilir mi? Abimin gittiği gece elektrikler kesiliverdi, geçen cumaydı, unutmak mümkün değildi :)

Hiç yorum yok: