11 Aralık 2008 Perşembe

Tastamam

Hayat nedir, aşk nedir, tecrübe nedir, bunlar nasıldır, nasıl kazanılır, nasıl kaybedilir, soyut mudur somut mudur, yenir mi içilir mi, koklanır mı dokanılır mı?..

Üniversite 2. sınıfta bir kızdan çok hoşlanmıştım. Onun da benden hoşlandığını düşünüyordum ve o da bana bu hissi verecek çok şey yapıyordu aslında.. Çok hızlı ve beni mutlu eden aramızdaki bu yakınlaşmanın zamanla bozulduğunu farkettim tam da ona birliktlik teklifimi yapmak için en uygun zamanı kollarken..

Zamanla msn de bana cevap verme aralığı fazlalaşır oldu, cep mesajlarıma bazen cevap vermiyor ve ona 2 ay boyunca beraber izlemeyi teklif ettiğim filme gitmemek için hep bir bahane buluyordu. İçimden bir taraf bu uzaklaşmanın sebebini açıkça baba söylüyor ancak bir tarafım da bütün bunlara mantıklı ve beni üzmeyecek cevaplar buluyordu. Bunda elbette kıızn beni tam da kestirip atmaması etkiliydi.

Hatta bir gün bir gazatede bir köşe yazısı bile okumuştum bununla ilgili. Böyle şeyleri kafanıza takıp aşkınızı zehirlemeyin diyordu. Tam da bunu okuyp hak verdiğim gün onu bir başkasıyla gördüm. En yakın arkadaşına sorduğum zaman da dönemin ortalarında çıkmaya başladıklarını söyledi. Aşağı yukarı terslikler sezdiğim zamanlarda.. Ona bunu söylediğimde "Sana belli ettiğimi sanıyordum" dedi bana..

Benimle ilişkisini, ona karşı hislerimi bile bile tam kesmemişti çünkü ilişkisindeki olası bir kazada elinin altında bulunmam yararlı olacaktı. Sahip olduğu alternatif ahlak anlayışı sayesinde de zaman zaman benimle alay edecek düzeyde olan benden uzak kalma ama tam da kopmama ilkesini çok da güzel uygulamıştı. Sevgilisine sadık,ancak onu seven birinden bağlarını da her ihtimale karşı tam koparamayacak kadar da ikiyüzlü ve içten pazarlıklı bir dürüstlüktü bu


Hayat budur işte.. Filmlerde, dizilerde aramayın..

Bunu okuyan sen, bunları yazan ben, komşunuz, arkadaşlarınız, ve hemen hemen herkes.. Erkek veya bayan.. Hepimiz böyle şeyleri yaşadık hayatımızda en az bir kez!

Görüyorum ben hayatımda olduğu kadar okuduğum blog yazarları arasında da.. Erkekler hep şöyle böyle, Kızlar hep şudur budur diye nidalar atıyorlar, savaş baltalarını çıkarıyorlar. Aptal yerine konmanın da, kullanılmanın da, aldatılıp kullanılmışlık hissine kapılmanın da,mağdur olmanın da cinsiyeti yok. E görüverin bunları..

Hayat işte tam da o italik yazı tipiyle yazdığım hikaye ve buna benzer hikayeler sonunda geleceğimiz adına çıkardığımız anlamlar.

Aramayın ütopik dünyalarda..

7 yorum:

rebelon dedi ki...

senin açından üzücü karşı taraf açısından adi bir durum

spooky dedi ki...

bu yüzden yaşadığı ilk hayalkırıklığından sonra tüm karşı cinsine ve hayata düşman kesilen veya hatalarından ders çıkaramayıp bunları huy edinip sonra yakarıp duyanlara gülüp geçiorm :)

"öldürmeyen şey güçlendirir" sözü de tesellimiz olsun :p

Hakan Ö. dedi ki...

bende cebimdeki sigara paketi bitmeden yedek paket alırım mesela. bizim arkadaşlar hep öyle yapıyor çünkü. serbes merbes çağrışım mağrışım oldum yine mine..

Adsız dedi ki...

spooky ya bu yazıyı okudum ya dehşet bir şekilde vicdan yaptım..ama aklım başıma geldi çok sağol...Sanırım yorumun konusunda sonuna kadar haklısın kaybetmek istemediğim taraf için savaşmaya kararlıyım...

teşekkürler...

spooky dedi ki...

@hamdi
anladım senin analojiyi anladımm :))

@ucandepik
tecrübelerimden ileri gelen bi yorumdu o, ve yardımı olduğu için çok mutluyum :) insan böyle bir karar aldığı zaman hem huzurlu hem de yeniden doğmuş gib olur di mi :)

Adsız dedi ki...

dii :))

spooky dedi ki...

:))