3 Mart 2007 Cumartesi

Çam fıstık ağacı ve şimşek
Ben insanların ve hayvanların boylarını aştım
Ve konuşuyorum, kimse konuşmuyor benimle, şaştım.
Ben çok yalnız büyüdüm ve çok yükseğe çıktım
Bekliyorum, neyi bekliyorum ki, neye acıktım?
Bulutların tahtı bana çok yakın diyorum
İlk çakacak şimşeği bekliyorum

Nietzsche



Bugün yağmurun hangi saatte başladığını bilemiyorum, Öğlen 2’de kalkabildiğimden sonlarına yetişebildim ancak. Karın yağmasını her zaman için yağmura tercih etmişimdir; ama bugün yağmurun yağması garip bir huzur veriyor gibi. Bugün evden çıkmamam da etkiliydi tabii ki bunda: Yağmuru uzaktan izlemek, yağarken ondan kaçmaktan çok daha güzel. Güvende olduğunu bilip, “içerden” bir yerlerden izlemek, üzerime çamur sıçratacağı korkusunu yaşamaktan daha güvenli. Islattıklarını ve ondan kaçmaya çalışanları izlemek üzerinize şakır şakır boşanıp, sizi sırılsıklam ve sersem yapmasından daha bir akıl kârı…

Hayali ve akla getirdikleri, gerçeğinden pek daha heybetli ve heyecanlı…

Doğru olabilir mi, yoksa sadece benim mi kafam karışık ve saçmalıyorum?
Öyle mi acaba gerçekten, Yoksa ben mi fazla yorgunum?
Değer mi ıslanmaya, sırılsıklam kalmaya, yoksa ben mi gereğinden çok abartıyorum?

Bu gibi sorular aklıma takılı; yağmur dindikten sonra bile…

Hiç yorum yok: