1 Haziran 2007 Cuma

Ben notların açıklanmasının haftaya Salı olduğunu sanarken bu Çarşamba olmasını öğrenmem, sakin tatilimi heyecan dolu bir maceraya dönüştürdü. Os’cu geçirdi mi, microp dan ne alıcam acaba ve Özlem Saçak bana ne oyun oynayacak sorularımın cevabını bir kaç saat içinde aldım. Bunun için Merve’ye teşekkürü bir borç biliyorum, o olmasa hala gelecek çarşambayı bekleyecektim. Evet şimdi gelin, bu dönemki dersleri tek tek irdeleyelim neler oldu neler bitti bakalım:

Operating Systems:

Nam’ı diğer OS. Bu dersi almadan dersin dedikoduları gelmişti hepimize ve ilk haftadan çoğu kişi D ile geçelim yeter bize diyordu (evet ben de öyle diyordum) İbrahim Körpeoğlu’nun efsaneleri çınlıyordu kulaklarda. Yok efendim mail attığınız zaman saat kaç olursa olsun 5 dakikada cevap yazıomuş, yok efendim sınavlarda projelerden soru sorup yapamayınca -80, -90 verip projeleri eksiye düşürüyormuş, yok efendimhocayı ormanda kurtlar büyütmüş, vb vb…
Bu dönem bu koşullarda en düzenli çalıştığım ders olan OS, ilk quizinden finaline kadar “bişeye nasıl başlarsan öyle devam eder” kuralını işletti bana. Hocanın muazzam İngilizcesi ve esprileri beni güldürmeyi başardı dönem boyunca. Hem de “sabahın körü” derslerinde…

- Evvettt, bu da 2^41 child eder çocuklar!!
-Hocam amma çok çıktı ya..
-Hocam curve’e ne veriodunuz, A verdiğiniz öğrenci oluo mu!!!
- Ne var veririm A, 2^41 e kadar sayabilene hemen A vereyim (Düşünmedim değil)

Lap-top uma Linux kurmak zorunda bırakıp, Live Messenger çalıştıramama sebebiyet veren, son projesinde az daha harddiski göçerten bu ders, bize azmin elinden bir şeyin kurtulamayacağını öğretti. Sonuç mu?: C

Psikoloji:

Bu dersi almak için bir hafta uğraşmıştım. Almaya çalışırken o kadar sinir harbi yaşadım ki, en sonunda programıma eklettiğim vakit, sevinememiştim bile. Kitabı için masa değil rahle gereken psikoloji, hocası sevimli İngiliz Oliver Wright tarafından “renklendirilmeye” çalışılan bir ders. Ama nasıl bir Cs‘çiye must ders olarak signal verince patlıyorsa, bu dersi işletmeye must ders verirseniz patlıyor. Bu dersi işletmeye must vermenin mantığını çözmedim şahsen. İlk midterme dek hınca hınç dolu olan section, sınavdan sonra birden boşaldı. Ben de midtrem den sonra uğramamaya başladım ancak derslere girdiğim zaman hocayla diyaloğa giren tek adam olmam beni epey şaşırtıyordu.

Konu yanılmıyorsam “language” idi. Ve dilde ambiugity tartışılıyordu. Slide da örnek cümleler geçerken hoca bir cümlenin 2 ayrı anlamını sordu. Cümle sanırım “The chickens are too hot to eat” idi

Oliver: What are the possible second interpretation of this sentence, falan filan..
Ben: The chickens are too sexy to eat..

Başka bir anlamı daha varmış bundan başka, hoca o yüzden kabul etmemişti bu anlamını J Bir de psikoloji bölümüne denek olma imkânınız da oluyor bu dersi alınca tabii ki karşılığında size ekstra not olarak dönüyor. Ben bu dersten çok şey öğrendim şahsen, hoşuma da gitti, herkeslere tavsiye ederim. Sonuç: B

Signal:

Bu dönem bize dayatılan 2 elektronik dersinden çerez ve aynı zamanda ayakbağı olan bir güzel dersti bu. Sanırım elektronikçiler bu dersi almadan önce complex calculus alıyorlar ayrıca onlara lab da var. Ama biz harika çocuklarız(!) ya, lise complex sayılar bilgimizle ve labsız olarak, üstüne üstlük resimli mecmua kitabıyla(labirent gibi kitap) başladık Signal maceramıza J İlk hafta derse girdim, dersin hocası Billur (Barshan) bir tatlı kadın! Dersi çok güzel işliyor, harika not tutturuyor, kibar… Ama bir şey eksik ki kimse derse gelmiyor. İkinci haftadan itibaren derslere girmemeye başladım. Abimin kütüphanesinden arakladığım signals&systems’e biraz göz gezdirdim. İlk quize ve midterm ile finale girdim. Finalden önce bana bir defter notunu çok gören arkadaşlarımın kulağını çektim.. Sonuç mu?: C-

İtalyanca:

İtalyanca! Özlem Saçak!! Allora, andiamo…

Açıkçası İtalyancaya stres atmak için giriyordum. Ben de bu dile olan doğal yetenek sayesinde(!) hiç zorluk çekmedim. Hocanın hafıza kayıpları sebebiyle işlediği yerleri tekrar tekrar işlemesi, vermediği ödevleri yapmadığımız için bizi azarlaması, tüm sınıfa tripleri bana özel tripleri, laf sokmaları, aldığım notları çok görüp inanmaması, coniglio in umido’su, sayesinde artık Starbucks’a section olarak artık başımız dik olarak gidebilmemiz(tüm kahve çeşitlerini öğretti, yetmedi bir de tarif dağıttı)

Ben, vıdı vıdı vıdı.. hihihihih…
Signora Saçak: non parla non parla… Berkiinnn yeter artık, bıcır bıcır ne dion sen, dublörüm müsün benm devamlı konuşuon yanındakilerle
Ben: !??.. vıdı vıdı vıdı…

Kitapta anlamını bilmediğimiz bazı kelimeler vardır, bunlardan biri de traghetto‘dur. Hoca anlamını sorar, bir arkadaş:

- Trajedi di mi hocam!!
Signora Saçak: Hayır, arabalı vapur demek

Final için arkadaşa söz verilir beraber okulda çalışmak için, sınavdan yeni çıkılmıştır, kafa kazan gibidir, arkadaşın gelmesi gece 10’u bulur. Bir sınıfa kapak atılır, Çalışılır, rehavete kapılır bu arkadaşlar. Gözlüklü olanın karnı acıkır, arkadaşıyla köfteciye giderler, yetmez, arkadaşının arkadaşını ziyaret ederler. Geri dönerler, konuları zar zor bitirip 4 gibi arabada uyurlar. 7 de uyanırlar. Berkin’in kafasını toplaması 1 saati bulur. Berkin poğaçasını çayını bile bitiremeden sınav başlar. Berkin yanındaki sıraya koyar erzağını. Sınavın ortasında gözlemcinin canı çeker, göz koyar poğaçaya, alır bir parça. Sonuç mu?: A-

Microprocessors:

Ben dijital almışım, corg almışım, assembly kotamı doldurmuşum. Biz zavallı cs cilere ‘must’ olan güzel olduğu kadar küstah olan dersimiz Microprocessors (niye microp diyorsunuz yaw) Nail Akar önderliğinde 5 sectiona dağılmış vaziyette önümüze kondu. Pazartesi sendromunun yanında ilk lab sectionu olmanın getirdiği stres ve buna bağlı kaynak(!) eksiklikleri de cabası oldu. Dersin kitabının ne mal olduğu zaten renginden belli, içeriği deseniz bir chapter’ı 3 kere okuyup anlamamanız için tasarlanmış. Elektronikçilerle karışık aldığımız için ve benim o sectionda ki hiçbir ee ciyi tanımamamdan dolayı Anıl’la hemen lab partneri olduk. Benim OS dan dolayı başım bağlı, o aralar OS dışında geri kalan hiçbir derse bakamıorz, Anıl derslere bile gelmiyor. Başladı lablar ve biz lablara hep son gün bakıyoruz, pre’leri son anda yazıp labda da koda başlıyoruz. Çok eğleniyoruz ama, ve her seferinde bir şekilde lablar bitiyor.
Devreleri bağlamada sorun yaşamamamıza rağmen, belli ki diğer cs pairleri yaşamaktaydı ki, 4. labdan önce ani bir asistan darbesiyle partnerler değişiverdi. Sanırım maksat, devrelerde elektronikçiler tecrübeleriyle yardım etsinler cs cilere ve cs ciler de kod yeteneklerini konuştursunlar J Bu melezleştirme projesi ne kadar başarılı oldu bilinmez ama benim lab partnerim beni cs ciliğimden utandırdı.Genelde kodları kendi yazdı ve ona doğru dürüst yardım bile edemedim. Her labı mutlaka labdan önce bitirdi, hatta bir labı 3 yoldan yapmıştı, devreleri de kendisi bağlayıp bana hiçbir şey bırakmıyordu. Labda hızına yetişilmeyen partnerimin yanında benim yaptığım tek iş oturmak oldu. Labları 1 veya 1.5 saate bitirip rekor notlar aldık, açık konuşmak gerekirse bu dersi geçtiysem sebebi final notum ve lab partnerim oldu. Sonuç mu?: D+

Hiç yorum yok: