16 Aralık 2006 Cumartesi

düşen düşler, kontrolden çıkmış hayatımla birlikte...

Pardon! Bugünkü yazım Shakespeare vari olmalıydı aslında ve biraz da şiirsel olacaktı sözüm ona... Son bir haftadır gerçekten de hayatımın kendi kontrolümden çıktığını düşünüyorum. Düşünce kotamı tüketmişim ve duygularımı biryerlere saklamışım gibi geliyor. Verimli hiçbir şey yapamadım(en azından ben böyle düşünüyorum) Son bir haftam derslere girmek-ödev/proje yapmak-blog yazmaktan ibaret. Eve geldiğim saatler gecenin bilmem kaçı vb,vb...

Bitti... Kesin bitti. Zaten 5. kere de barışılmazdı. Karşılıklı güvensizliğe dayalı ilişkiler kısa sürermiş bunu anladım. Seni seviyorum'un içi gün be gün nasıl boşaltılıp günlük bi ritüele dönüşüyormuş onu da anladım. Bir haftasonu yeter mi unutmaya? Daha önceden hazırlığını yaptıysan yeter. Zaten 4 kere tatbikatını yapmıştık, hazırlıklıyız...

Bütün bunların bir yaz gecesi rüyasıyla ne alakası var? Bekleyin biraz ne yapayım yani... Konudan konuya atlamak hoşuma gidiyor bugün, hem belki biraz kafam dağılır.

Sabah yeni bir telefon almanın heyecanı vardı içimde... Sonra bbyk yönetim kurulu toplantısı vardı. Yine bir haftasonu yine okuldayım ama bu sefer tanıdığım bildiğim insanların bulunduğu bir ortam. Bu, bir insana her zaman huzur verir. Toplantıdan çıkınca Kaan'la Casino Royal hayallerimiz tekrardan suya düştü, Migros'ta gösterimden kalkmış kendileri... Ben de sırf Dolby reklamını görebilmek için Kaan'ın neyine güvenerek ısrar ettiğini anlamadığım Dünyayı kurtaran adamın oğlu'na gittim. Bu filme gitmeyin diyeyim, sz anlarsınız zaten. Sonra eve döndüm. Kafamda bitirdiğim bazı şeyleri (officially) bitirmek için. Bir haftasonu yeter belki, pazartesi sabahı uyanırım ve ...

"Bir yaz gecesi rüyası" mitoloji ağırlıklı ve pembe dizi tadında bir oyun. Oyunda kavuşanlar, kavuşamayanlar, ironik aşklar, komik birliktelikler, başkasını sevip evden kaçan gelinler, onları kovalayan damatlar, oyun içinde oyunlar, hepsi ve tekmili birden var. Bir de -reklama da ilham veren -orman perisi Titania ve yapılan bir büyünün etkisiyle kafası eşşek kafasına dönüşen Nick Bottom var. Titania da yapılan bir büyünün -yanlış hatırlamıyorsam- etkisiyle uykusundan uyandığında gördüğü ilk kişiye aşık olacak. Gördüğü de eşşek kafalı Nick Bottom oluyor tabii ki... Eşşek kafalı Nick Bottom...

Bir yaz gecesi başlayan aşklara ilham veren güzel bir oyun, ama kış soğuğunda neden bittiklerini hatırlatacak kadar da üzücü...

love is such a sweet sorrow,
i shall say goodbye till it be to-morrow
"shakespeare"

Hiç yorum yok: