23 Aralık 2006 Cumartesi

Serzenişte bulunmak

Cumartesi için aslında çok güzel planlar yapmak… 9 da erkenden kalkmak. Apar topar saat 10 daki proje demosuna yetişmek. “En fazla 2 saat sonra serbestim” diyerek, içinden sevinmek. Ama olmamak… 3 aydır üzerinde çalışılan projenin piç edildiğini görmek. Apar topar arkadaşlarla okulun yolunu tutmak. 12 den 7 ye kadar çalışmak. Yorulmak. Eve gidince daha da çalışacağını düşünüp demoralize olmak. Lanet etmek. Ama elinden bir şey gelmemek. “Yeter artık bu kadar kendini yıprattığın demek” ama “bir kere verdiği sözü unutamamak”. 21 50 servisiyle tunusa gelmek. Ordan kendini eve götürecek son dolmuşu beklemek. Dışarının soğuğunun iliklerine işlediğini, 3 günlük sakalına sindiğini fark etmek… Düzensizliğine küfür etmek. “Artık değişmeli bu” diye söylenmek. Çok uzaklardakileri düşünmek, aylardır görmediklerini özlemek. Yapamayacağını düşündüğü tatilin planlarını yapmaya çalışmak. Dolmuşa binmek. 1 kişi uzatmak. Ayakta kalmak. Sinirlenmek, belli edememekten korkmak. Gözleri dolmak. Müsait bir yerde inmek. Kapıyı açmak eve girmek. 2 aydır beklediği, en sevdiği yemeğin yapıldığını ama artık buzdolabına kaldırıldığını görmek. Ağlamak… Çok ağlamak. Kendi kendine söz vermek: Önceliklerini yeniden belirlemek.

Hiç yorum yok: