25 Aralık 2006 Pazartesi

Tecavüz kaçınılmazsa...

Saat 01.00 itibariyle eve yeni ayak bastım. Ama bugün ilk finalime (ınternational relationsss) girmenin getirdiği heyecan vardı yani... Bu dönem belki de en fazla kastığım ve beni en fazla uğraştıran ders o oldu. Artık nası şartlandırmışsam kendimi, sınav başladığı anda (paltoyu bile çıkarmadan) sorulara giriştim. 1 saat boyunca aynı pozisyonu korudum (sanki değiştirince büyüsü bozulcaktı aq) İş inada binince on Hıncal Uluç gücündeyim, dier dersleri bi kenara bırakıp, uluslararası politikaya kıçtan daldım bi anda. Ama bu kadar zevk aldığımı hatırlamıyorum başka dersten... Bilemiyorum yani

Finaller başladı ve okul eş zamanlı beynime ve duygularıma tecavüz etmeye başladı. Mühendisler olarak final haftasında insanlıktan çıktığımız da pekala gerçek. Sadece sınav da değil, proje ödevlerin sunum, demoları, vb vb... IR dan çıktığımız anda projenin ikinci demosu (ki gece 22 30 daydı ve geç gelmemin ultimate sebebidir, alem yapmadık yani) için canhıraş çalışmaya başladık. Ama gerçekten değdi. Sonra hocanın ayağına Tubitak'a gittik. Sunum biraz geyik biraz "aferin gelişirmişssiniz kendinizi" sonra da günü ölümsüzleştiren fotolar(elime geçince gösterriimm)

Şimdi mi? yarına geyik var, biraz bakıp yatmam lazım ve çarşamba prob!! Çarşambaya kadar böle bu işler. Ama çarşamba gecesi "bilkentte hayatta kalma teknikleri" yazı dizime başlarım heralde. Biraz da merak edin...

Hiç yorum yok: